3 Ağustos 2011 Çarşamba

Vasataltı

Derim sıkıştırıyordu beni, içim mi şişiyordu ne? Yoksa çocuk aklımla hava gibi düşlediğim ruh denen şey içerde kovalamaca mı oynuyordu? Baskı yapmaya başlamıştım kalıbıma. Kaçıyordum. Gerçeklerden ama en çok sevmekten, sonra yazmaktan, söylemekten, cesur Brida’dan… Yalnız bırakılmıştım, uzaklaştırılmıştım. Uzaklaşmıştım. İlk defa kendimi bi güvercin gibi hissettim, şu ayağımla ittiğimde telaşla kanat çırpıp kaçanlardan. İnsanlar kuşlara özgürlük safsataları sıralarken ben nasıl da bakıyordum masum bir kuşa. Refleks.
Ahh ne güzeldiler ne iyimserdiler insanlar. İnsanlar... insanların söyledikleri... insanların davranışları, insanların vs vs … ne lanetti. Herkes bunlardan yakınıyordu ve bu da bir refleks haline gelmişti. Ezber gibi bişeydi bu. Evet yazıyı mahvedecek bir yol buldum galiba. Ama vardı bunlar gerçekten. Klasik gerçeklikler.
Gerçek herkesin bahsettiğimiydi?
Normal olan bunlar mıydı ya da sözleşmiş gibi sürekli bunlardan bahseden insanlar mıydı?
Sonuçta normallik bir fikir birliğinden ibaret değil miydi?
Babam böyle pasta yapmayı nerden öğrenmişti?
Sorular soruları kovalarken beynim yine kaçmaya çalışıyordu. Konuyu dağıtmak istiyordu.
“…, sonra yazmaktan, söylemekten, cesur Brida’dan…” Yok sonuna kadar gitmeli normal insan.
Bir hikaye yazmak isterdim şimdi
Bir şiir
Klasik olan sıkıcı tarzımla
Üzerinde durarak
Onun da dediği gibi
Güzel hissederdim sonra
Rahatlamış, normalleşmiş,
Brida.
Belliydi yine bağlayamayacaktım. Yine vasataltı bi yazı olacaktı. O kadar kurutuldum ki bu insanlardan, hevesimde kaçan kuşun kanatlarıyla oracıkta yitivermişti. Yakınıyordum. Şimdi başarabilmiş miydim ki normalliği.
Belliydi yine sözümü tutamayacaktım. Yine vasataltı sözcükler sıralayacaktım. Eğreti duran laflar edecektim.“vasataltı”lı sıfatlara mahkumdum. Normal olamayacaktı anlaşılan ve insancıl gibi.
Sözcükler sözcükleri kovalarken beynim yine de kaçmaya çalışıyordu. Gördüğümüz üzerede istediğini yapıyordu.
Ahh insanlar..
Rahatlamış, normalleşmiş
cesur Brida.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder