Şu lanet olası dünyada neden yaşadığımızı çözmüş değildim.
7 yaşındaydım ve ilk o zaman öğrenmiştim: her an bi bokluk olmak zorundaydı.
Mecburduk mutsuz olmaya, hayat bu demekti. Evet 7 yaşındaydım. Bilirsin, o yaşlardaki tüm
kızlar pembe giyer ama benim kıyafetlerim siyahtı. Okulda her hafta çarşamba
serbest giyilirdi; 3 aydır yıkanmamış siyahlarımı giymeye alışmıştım. Pek kız
arkadaşım yoktu, beni dışlarlardı eteğim kısa diye bide saçlarım çok yağlıydı.
Eve geldiğimde kotumu çekip yatağıma girerdim. Geçen gün liseden sonra
hayatımın değiştiğini anlatıyordum birine. O zamanlar haftada 1 kere banyo
yaptığımı söylemiştim. Bana ne yapmam ve nasıl olmam gerektiğini söyleyen kimse
yoktu dedim. Kahkaha atarak ‘Liseden sonra ne yaptın haftada 2 kere mi banyo
yaptın?’ dedi.
Neden anlatıyordum ki? Yaşamadan bi bok bilemezdi. Her sabah saçları annesi tarafından örülen,
geceleri altına yapmayan, tüm sebzelerin tadını bilen bi kızdı. Ben bunların
hiç birini yaşamamıştım. Neden anlamaya çalışıyordum?
Sonra ‘2 kere mi?’ dedim içimden.
Ben artık her gün banyo yapıyorum, saçlarımı yağlı görmen
imkansız. Renkli kıyafetler giyiyorum ve her gün değişik kıyafetler… Sebze
yemeklerinden bi kaçının tadını da öğrendim. Eteklerim kısa ama kızlar beni
aralarına almaya başladı.
Yine de hala neden yaşadığımızı çözmüş değilim. 77 yaşına da
gelsem çözemeyeceğimi ve her an bi bokluk olmak zorunda olduğunu biliyorum.
İnsanın çocukluk şarkısının olmaması nasıldır ki?
YanıtlaSilHamiş:Blogun pembe olmasına ne diyorsun? :P
doğru söylemiş cansever. gökyüzü gibi şu (sıçtığımın) çocukluğu hiçbir yere gitmiyor!
YanıtlaSil